İSTANBUL'UN FETHİ VE GERÇEKLER...
Film o kadar para harcama sonucu sahneleri ile etkileyici. Hele savaş sahneleri gerçekten iyi yapılmış. Okuduğum tarih kitapları ile epeyce örtüşüyor. Filmin istanbul alındıktan sonraki sahneleri ise gerçeklerle son derece uyumsuz. Tüm tarihçiler hatta Osmanlı tarihçileri bile yazar ki, fetihten sonra 3 gün 3 gece yağma ve talana izin verilmiştir ki bu o zamanlar her savaştan sonra zaten olağan imiş. Tabii filmde bunları da vermesini beklemezdim ama sonu bu kadar da gerçeklerden uzak ollmamalı idi. C.C. Humpreys'in yazdığı Armageddon İstanbul 1453 kitabı bu konuda okuduğum en kapsamlı ve en tarafsız kitap. Humpreys oldukça tarafsız bir bir biçimde savaşın iki tarafını da çok büyük bir başarıyla aktarmış. Kazanan tarafta bile olsan savaşın aslında ne kadar kötü bir şey olduğunu, nelerin bedel olarak ödendiğini, aslında savaşta pek öyle kazananın da olmadığını, aslında insanlığın kaybettiğini görüyoruz. Ayrıca savaşın iki tarafının da karşı tarafı kafir ve Allah düşmanı gördüğünü, bakış açısına göre her iki tarafın da kendince haklı olduğunu, savaşmak için bunların bahane olduğunu da görüyoruz. Kafirleri yok etmek, din yaymak adına ne kanlar döküldüğünü, "esas amacın yöneticilerin egolarının tatmini, askerlerin de para, şehvet ve mal/mülk hırslarının tatmini olduğunu" çok güzel aktarmış yazar. Okumanızı tavsiye ederim.
EK 1
İshak’ın oğulları saldırıp bu şehri alırsa, savaş geleneklerine göre onlara üç gün yağma hakkı verilir, hayatlarını tehlikeye attıkları ve sergiledikleri cesaret için. Derin bir nefes aldı. “İnsanların hayvana dönüşmesine şahit olmak, dehşet vericidir. Onların hayvanca davranışlarına maruz kalmaksa, daha da korkunçtur, ama öfkeleri dinip, şehvet duyguları doyurulduğunda, en çok istedikleri şeyin para olduğu akıllarına gelir. Ve her bölüğün, kendilerine ait olduğunu iddia ettikleri şeyleri gösteren, ”ipek bayrağı açıp, tuğrayı gösterdi,“ buna benzeyen ama daha kaba işaretleri vardır. Bunları evlerin duvarına asarlar ve o evle birlikte içindeki her şey de onların olur. Kadınlar zevk için, erkekler ve çocuklar köle yapılmak için ve daha kötüsü…..
— Armageddon - İstanbul 1453 12.12.16
EK 2
Orası hükümet üyelerinin, tacirlerin ve ailelerinin ayrı, ayrı konutlarda oturduğu, zengin bir semtti. Herkes ganimet ve daha kötüsü şeylerin peşinde olan yağmacıların er geç geleceğini biliyordu. Hepsi evlerinin bir şeklide yağmadan kurtulacağını, tıpkı Mısır’daki Yahudiler gibi dokunulmadan geçileceklerini düşünüyordu. Ancak kapılarda koyun kanıyla yapılmış, bu tür davranışları uzakta tutacak işaretler yoktu. İnsanlar kapılarını kilitleyip sürgülüyor, panjurları kapatıp dua etmenin yeterli olacağını düşünüyorlardı. Öldürülecek, karısının ırzına geçilecek ve çocukları köle olarak alınacak olan komşuydu, bir dosttu. Bir başkasıydı.
— Armageddon - İstanbul 1453 12.12.16